28 Mart 2010 Pazar

ATATÜRK İLKELERİ SUUDİ ARABİSTAN'DA

Ey cemaat-i Müslümîn!

Aşağıdaki bilgilendirmeyi okuyun da Atatürk mü Müslüman’dı yoksa ERDOLAN mı Müslüman karar verin.

Ben de Hükümetin değil Allahın izniyle bunu Referanduma sunuyorum.

İtirazı olanın alnını karışlarım!

Hepinize iyi “din”lenmeler!

Av. Ömer YASA


ATATÜRK İLKELERİ ŞİMDİ NERDE UYGULANIYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?

SUUDİ ARABİSTAN’DA!

1. Suudi Arabistan'da türbe, yatır yoktur, yasaktır. Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur. Ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara bez bağlayanlar gibi ilkel görüntüler de yoktur. Böyle davranışlar gericilik, CAHİLİYYE devrinden kalma putperestlik addedilir.

2. Suudi Arabistan'da Peygamberimize ait olduğu söylenen SAKAL-I ŞERİF, HIRKA-I ŞERİF, DENDAN-I ŞERİF gibi ziyaretler yoktur. Böyle davranışlar gericilik ve ŞİRK ''ALLAHA ORTAKLIK'' addedilir.

3. Suudi Arabistan'da imam, müezzin gibi din görevlileri ülkemizdeki gibi devlet memuru statüsünde değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez. Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.

4. Suudi Arabistan'da biri çıkıp da MEDYUM olduğunu iddia ederse o kişinin kellesi hemen gider. Medyumlar Türkiye 'de açık oturumlarda konuşuyor, sözde şifa ( ! ) dağıtıyorlar. Gazetelerde sütunları var...

5. Suudi Arabistan'da Nakşîlik, Nurculuk, Fethullahçılık vs. vs. gibi Atatürk'ün ölümünden sonra zuhur eden tarikatlar da yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de... cemaatleri de… Neden bu tarikatların şeyhlerinin biri bile o şeriat ülkesine gidip de yerleşmez ?... Yerleşmez değil, hatta oraya hiç uğramamışlardır? Yoksa kelle korkusu mu ?...

6. Suudi Arabistan'da KIZ İMAM HATİP LİSESİ yoktur. Bu komik bulunur, çünkü islamiyette kadından imam olmaz.

7. Suudi Arabistan'da nazar boncuğu, okunmuş su, nazara karşı geyik boynuzu, üzerlik vs. gibi şeyler de gericilik ve şirk addedilir, yasaktır.

8. Suudi Arabistan'da Cami gibi ibadet yeri kompleksleri altında, bünyesinde market, dükkân vs. bulunamaz. Dinin ticarete alet edilmesi sayılır.

Elbette size bir şeriat ülkesinin övgüsünü yapmadım. Sadece bir şeriat ülkesinde bile yasaklanan bazı şeylerin ülkemizde serbestçe nasıl uygulandığını hatırlatmak, güzel dinimizin nasıl sömürüldüğünü vurgulamak istedim.

Yukarda yazdıklarımın doğru olup olmadığını DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI' ndan sormanız mümkündür.

Netice olarak: Atamızın sağlığında yasakladığı kimi şeyler onun vefatından sonra TÜRKİYE' de serbest, ŞERİAT ÜLKESİ SUUDİ ARABİSTAN' da yasaktır.

İŞTE ÇARPICI OLAN DA BUDUR!

Cemil ÜNLÜTÜRK

Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü

Ey cemaat-i Müslümîn!
Aşağıdaki açıklamayı okuyun da Atatürk mü Müslüman’dı yoksa ERDOLAN mı Müslüman karar verin.
Ben de Hükümetin değil Allahın izniyle bunu Referanduma sunuyorum. İtirazı olanın alnını karışlarım!
Hepinize iyi “din”lenmeler!
Av. Ömer YASA

* * * * *

— ATATÜRK İLKELERİ ŞİMDİ NERDE UYGULANIYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?
— SUUDİ ARABİSTAN’DA!
1. Suudi Arabistan'da türbe, yatır yoktur, yasaktır. Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur. Ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara bez bağlayanlar gibi ilkel görüntüler de yoktur. Böyle davranışlar gericilik, CAHİLİYYE devrinden kalma putperestlik addedilir.

2. Suudi Arabistan'da Peygamberimize ait olduğu söylenen SAKAL-I ŞERİF, HIRKA-I ŞERİF, DENDAN-I ŞERİF gibi ziyaretler yoktur. Böyle davranışlar gericilik ve ŞİRK ''ALLAHA ORTAKLIK'' addedilir.

3. Suudi Arabistan'da imam, müezzin gibi din görevlileri ülkemizdeki gibi devlet memuru statüsünde değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez. Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.

4. Suudi Arabistan'da biri çıkıp da MEDYUM olduğunu iddia ederse o kişinin kellesi hemen gider. Medyumlar Türkiye 'de açık oturumlarda konuşuyor, sözde şifa ( ! ) dağıtıyorlar. Gazetelerde sütunları var...

5. Suudi Arabistan'da Nakşîlik, Nurculuk, Fethullahçılık vs. vs. gibi Atatürk'ün ölümünden sonra zuhur eden tarikatlar da yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de... cemaatleri de… Neden bu tarikatların şeyhlerinin biri bile o şeriat ülkesine gidip de yerleşmez ?... Yerleşmez değil, hatta oraya hiç uğramamışlardır? Yoksa kelle korkusu mu ?...

6. Suudi Arabistan'da KIZ İMAM HATİP LİSESİ yoktur. Bu komik bulunur, çünkü islamiyette kadından imam olmaz.

7. Suudi Arabistan'da nazar boncuğu, okunmuş su, nazara karşı geyik boynuzu, üzerlik vs. gibi şeyler de gericilik ve şirk addedilir, yasaktır.

8. Suudi Arabistan'da Cami gibi ibadet yeri kompleksleri altında, bünyesinde market, dükkân vs. bulunamaz. Dinin ticarete alet edilmesi sayılır.

Elbette size bir şeriat ülkesinin övgüsünü yapmadım. Sadece bir şeriat ülkesinde bile yasaklanan bazı şeylerin ülkemizde serbestçe nasıl uygulandığını hatırlatmak, güzel dinimizin nasıl sömürüldüğünü vurgulamak istedim.
Yukarda yazdıklarımın doğru olup olmadığını DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI' ndan sormanız mümkündür.

Netice olarak: Atamızın sağlığında yasakladığı kimi şeyler onun vefatından sonra TÜRKİYE' de serbest, ŞERİAT ÜLKESİ SUUDİ ARABİSTAN' da yasaktır.
İŞTE ÇARPICI OLAN DA BUDUR!

Cemil ÜNLÜTÜRK
Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü

Hâkimler özür diledi!

Sevgili Meslektaşım Uğur POYRAZ ve Sevgili Arkadaşlar,
Bizdeki terbiye(sizlik) sisteminde babalar çocuklarından özür dilemez.
Temelde güçlüler güçsüzlere karşı hata yapma özgürlüğüne sahiptirler.
Bizim Adliye Müfettişlerimiz öyle seçilmişlerdir ki, hâkim ve savcılarımızı denetledikleri zaman en küçük hatalar için bile sayfalarca rapor yazarlar ama istediği kadar büyük başarı görsünler kesinlikle takdir edici tek hece kullanmazlar. Zaten beyinleri başarıları görmek için değil hataları bulmak için koşullandırılmıştır. Bu sistem içinde şartlanmış ve kendileri de burunlarındaki kılları aldıramayan önemli ama değersiz büyüklerimiz kimseden özür dileyemezler.
Bilmem anlatabildim mi?
Sevgilerle…
Av.Ömer YASA

(Not: Avukatlık arası yargıçlık yapan biri olarak, özür dilememi gerektirecek hatalı karar vermediğim için, çok şükür vicdan azabı çekmedim. Ama başkalarının hatalı karar ve ara kararları nedeniyle vatandaşlardan özür dilediğimde o zamanki “meslektaşlarım” tarafından eleştirildim.)

--------------------------------------------------------------------------------
From: Av. Uğur Poyraz / ugurpoyraz@ugurpoyraz.av.tr [mailto:sendmail@sizdeweb.com]
Sent: Saturday, March 27, 2010 9:14 AM
To: omeryasa42@mynet.com
Subject: Mahkûm eden hâkimler özür diledi
Japonya’da 1991’de 4 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edip öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen Toşikazu Sugaya, 17 yıl sonra DNA testiyle aklanınca salıverildi. Hâkimler ve emniyet müdürleri, 63 yaşındaki adamın önünde eğilerek özür diledi.

Yargıç, mahkûm ettiği eski okul servisi şoföründen özür dilerken, “Bir yargıç olarak, mahkemenin Bay Sugaya’nın gerçek sesini dinlemeyip, özgürlüğünü 17 yıl süreyle elinden aldığı için, içtenlikle özür dilerim” dedi.
Özgürlüğüne kavuştuktan sonra yakınlarıyla kucaklaşan Sugaya, baskı altında suçu kabul ettiğini, ancak mahkemede suçsuz olduğunu söylediyse de kimseye dinletemediğini belirtirken, “Masum olduğum yolundaki kararı aldım. Kendimi son derece sakin hissettim. Zihnim açıktı” dedi. Gerçek katilin kimliği ise henüz belirlenemedi. Japonya’da ilk kez yaşanan DNA testiyle mahkûmun aklanması olayı, ülkede dönüm noktası sayılıyor. Olayın ardından insan hakları örgütleri, şüphelilerin polis tarafından sorgulanırken video çekimlerinin yapılması gerektiğini bildirdi.

(KAYNAK: Bu haber 27.Mart.2010 tarihli Hürriyet Gazetesi'nden alınmıştır.)

SORUYORUM ?
Benim müvekkilim M.G. 2007 yılı mayıs ayında hürriyeti tahdit ve yağma suçundan tutuklandı. CMK 250. maddesiyle yetkili Istanbul… Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı ve 19 yıl ceza aldı. 24 Mart 2010 günü Yargıtay müvekkilimin hakkında "beraat etmesi gerekir, mahkumiyet yanlıştır" dedi ve tahliye etti. CMK 250. maddesiyle yetkili Istanbul… Ağır Ceza Mahkemesi'nde görev yapan o hakim ve savcılar ile soruşturmayı yapan savcı ve polisler müvekkilimden özür dileyecekler mi?
Saygılarımla.
Avukat H.Uğur Poyraz